Öncelikle bilmeyenler için şunu belirtmek gerek; “Dot” yeni bir tiyatro. Kültür ve Turizm Bakanlığının aldığı bir kararla özel tiyatrolara devlet desteği yönetmeliğinin yürürlükten kaldırıldığı, perdelerin arkasındaki aydınlığın azalabileceğinin sinyalini aldığımız bu günlerden kısa bir zaman önce buluştu izleyeniyle. Zaten cesareti seçtiği oyunlarda da gösteriyor kendisini. Geçen yıl sahnelenen Far Away/Çok Uzak’ta ve The Censor/Sansürcü’de olduğu gibi Böcek de gerçek yetişkinlere hitap eden sert içerikle dolu bir oyun. Hatta sert içeriğin getirisi olarak bol bol  kan, biraz da erotizm görüyoruz oyunda.

Yazar Tracy Letts’e, “tiyatro için sinema senaryoları yazıyor” denmesi gayet yerinde. Sinemada benzerlerini sıkça görebildiğimiz bu tarz senaryoların tiyatro sahnesinde olması asıl ilginç olan ve izleyiciyi çeken.Oyunun yakında sinemaya da uyarlanacak olmasına gelince Hollywood’da buna benzer birçok film var zaten ama aynı içerikte oyunun çokluğundan söz edemeyiz.Hele yaşadığımız şehirde Böcek oldukça farklı gelebilir tiyatro izleyicisine.

Oyun, izleyicisini acı acı çalan rahatsız edici bir telefonla salona davet ediyor.İzleyenler yerleşinceye kadar da telefonun sesi kesilmiyor, adeta “biri şu telefona baksın” dercesine.
Bir otel odasında yalnız yaşayan oğlunu kaybetmiş bir kadın, Irak savaşına katılmış paranoid şizofren psikozlu bir genç adam, hapisten çıkan belalı koca, kokain bağımlısı lezbiyen bir kadın. Bu dörtlünün yolu Oklahoma da bir otel odasında kesişir. Tülay Günal’ın canlandırdığı Agnes isimli karakterin oğlu yaklaşık  10 yıl önce kaybolmuştur ve bir daha haber alınamamıştır. Lezbiyen arkadaşının bir gece evine daha doğrusu moteline getirdiği Peter’la aralarında bir yakınlaşma olur. Alper Kul’un hayat verdiği Peter karakteri aslında zor bir oyunculuk örneği. Çünkü Peter aslında bir paranoid şizofren psikozuyla boğuşmakta, içine böceklerin yerleştirildiğini düşünmektedir.Psikiyatride bu tarz hastalık teşhisi konan insanlar mantığa uygun olan veya olmayan şüpheler duyabilirler. “Biri beni izliyor” mantıklı sayılabilecek bir şüpheyken “Derimin altına böcekler yerleştirildi” mantıksız bir şüphe örneği sayılabilir.Bu hastalar mantık kuralları ve çeşitli bulgularla şüphelendikleri konuda çevresindekileri iknaya çalışırlar ve nitekim Peter da zaten sınırda olan Agnes’i etkisi altına alır ve psikozu, paylaşılmış psikoza dönüşür. Bir süre sonra Agnes de böceklere inanır olmuştur ve durum yani başka birinin kabulü Peter’ı çıkmazın eşiğine getirmiş, iyileşme ihtimali ortadan kalkmıştır.Peter bilinçli olarak zarar verme eğiliminde değildir ama  koruma güdüsüyle yaptıkları çevresindekilere zarar vermektedir. Peter, paranoid şizofreni hastalarının toplumdan uzaklaşan insanlar olduklarının bir örneğidir. Çünkü Peter kalacak yeri olmadığından ve toplumdan dışlandığından Agnes’ le yaşamaya başlar. Peter’ın Irak işgaline katılan bir Amerikan askeri olması onun hastalığının ortaya çıkışını tetiklemiştir.Oyun boyunca Peter’ ın düzgün giyimi ve traşlı yüzü psikozlu bir hastayla tezat oluşturuyor, eleştirilmeyi hak ediyor gibi görünse de bu hastaların hastalıklarını gizlemek için dış görünüşlerine dikkat etmeleri normaldir. Oğlunu kaybetmesinin ardından talihsizlik psikolojisi yaşayan Agnes’ in Peter karşısında iki seçeneği vardır; ya onunla uğraşacak ya da inanacaktır ve tabii ki Agnes kolay olanı yani inanmayı seçiyor.

Bu psikiyatrik gerçeklerin ışığı altına çok net olarak şu söylenebilir; yazar Tracy Letts hastalığı çok iyi çözmüş ve karakteri üzerinde çok iyi işlemiştir.Oyunculuklar gayet başarılı özellikle Peter rolündeki Alper Kul oyun boyunca gerek repliklere olan hakimiyetiyle gerek oyunun dışına taşmamasıyla alkışı hak ediyor.Tülay Günal oğlunu kaybetmiş anne olarak, Serhat Kılıç da belalı bir koca olarak iyi oyunculuk örneği gösteriyorlar.Birincil derecede hem yazarın hem de yönetmenin başarısıdır tempoyu düşürmemek ve entrik kurguyu sağlam oluşturmak. Böcek bunu başarıyor. Tüm dikkatinizle oyuna odaklıyorsunuz zaten bir kaçırdım mı yakalayamam sıkıntısı çöküyor üzerinize bu da oyunun kolay olmadığını gösteriyor.
Mekan tam bir modern tasarım. Işık ve kullanılan efektler içerikle gayet örtüşüyor.
Amerikan dış politikası eleştirisine de yer verilen oyunda, her ne kadar bu eleştiri ruhsal sağlığı yerinde olmayan birinin ağzından yapılsa da eleştirinin dozu biraz daha yüksek olabilirdi.

Sonuç olarak eli yüzü temiz bir oyun izlemek isteyenler için “Böcek” gayet uygun, ama dikkat edin zira üzerinize kan sıçrayabilir.


BÖCEK/BUG

Yazan:Tracy Letts  Çeviren: Füsun Günersel Yöneten: Murat Daltaban Oyun Mekanı Tasarımı: Akın Nalça  Işık Tasarımı: Kemal Yiğitcan Ses Tasarımı: Ömer Sarıgedik Kostüm Tasarımı: Duygu Türkedul Özel Efektler: Dükkan-ül Hayal Oyuncular: Tülay Günal, Alper Kul, Serhat Kılıç, Selen Uçer, Gökçer Genç